Ahmet Ada
Translated by Baki Yiğit
ODE TO MEADOWLARK
- to Muammer Ketencoğlu
Is it Manolis Hiotis coming with his lifeline bouzouki on his shoulder,
And bringing together the winter and his agonies, a summer merriment in his heart
It rains for days, there remain blond women,
Childrens’ laughter and the silver of waters.
Faded cloves on the collar of streets,
Word is falling, labor is stolen, Kavuras' sudden death
Manolis is making fun of his agonies with his mother-of-pearl inladed fury,
Quiet appearances of tempered loves before windows
This is us making a rose go with sisters’ hair,
A few meadowlarks flying open from children’s hair
(Vinyl Record Odes, 1995)
çayırkuşu’na gazel
- Muammer Ketencoğlu’na
Manolis Hiotis midir gelen omzunda can suyu buzukisi,
Acılarıyla buluşturuyor kışı, yüreğinde yaz cümbüşü
Yağmurlar yağıyor günlerce sarışın kadınlarla,
Çocukların gülüşü kalıyor bir de suların gümüşü
Sokakların yakasında soldurulmuş karanfiller,
Söz düşüyor, emek çalınmış, birdenbire Kavuras’ın ölüşü
Acılarıyla alay ediyor Manolis sedef kakmalı öfkesiyle,
Menevişli sevdaların usulca pencere önlerine çıkışı
Biz buyuz işte, gülü yakıştıran ablaların saçlarına,
Çocukların saçlarından fırlayan birkaç çayırkuşu
(Taş Plak Gazelleri, 1995)
Ahmet Ada, 20 Mayıs 1947’de Ceyhan’da doğdu. Şair, yazar. İlk şiiri “Tabuttur Kitaplar” ve Hilmi Yavuz’un şiiri üzerine bir çözümleme denemesi olan ilk yazısı “Hilmi’nin Çocukluğu” 1966’da Soyut dergisinde çıktı. Şiirlerini ve yazılarını Yeni Dergi, Papirüs, Varlık, Gösteri, Adam Sanat, Milliyet Sanat, Islık, Yaratım, Kitap-lık, Le poete travaille, Yom, Heves, Şiir-lik, Eski, Agora, Ünlem, Dize, Ada, Geceyazısı, Sonsuzluk ve Bir Gün, Cumhuriyet Kitap, Radikal Kitap dergilerinde yayımladı.
23 Ekim 2009 Cuma
10 Ekim 2009 Cumartesi
Balkon (Türkçe - İngilizce)
Ahmet Ada
Translated by Baki Yiğit
THE BALCONY
This balcony, the home of poetry overlooking the sea,
The place where I talk to myself,
The narrow space in which I go after a poem
With the hay of words untill dawn.
How have I been breathing this air for so many years?
My water-like life flies
Through celestial images.
This balcony, abundance of stars at nights,
And their short hornpipe over rivers.
It’s blissful with evening primroses
Whenever doves fly long
Off the opposite roof.
This balcony, a time-out world.
Balkon
Bu balkon, deniz gören şiirin yurdu,
Konuştuğum yer kendi kendime
Gün ağarana dek sözcüklerin samanıyla
Şiir kovaladığım dar mekân
Nasıl soludum onca yıl bu havayı?
Su gibi bir şey akıp gider
Ömrüm göksel imgelerden
Bu balkon geceleri yıldız bolluğu
Kısa çalgısı ırmakların üstünde
Güvercinler uçmayagörsün uzun
Uzun karşı damdan açıklara
Keyiflidir o zaman gecesefalarıyla
Bu balkon, zaman dışı dünya
Translated by Baki Yiğit
THE BALCONY
This balcony, the home of poetry overlooking the sea,
The place where I talk to myself,
The narrow space in which I go after a poem
With the hay of words untill dawn.
How have I been breathing this air for so many years?
My water-like life flies
Through celestial images.
This balcony, abundance of stars at nights,
And their short hornpipe over rivers.
It’s blissful with evening primroses
Whenever doves fly long
Off the opposite roof.
This balcony, a time-out world.
Balkon
Bu balkon, deniz gören şiirin yurdu,
Konuştuğum yer kendi kendime
Gün ağarana dek sözcüklerin samanıyla
Şiir kovaladığım dar mekân
Nasıl soludum onca yıl bu havayı?
Su gibi bir şey akıp gider
Ömrüm göksel imgelerden
Bu balkon geceleri yıldız bolluğu
Kısa çalgısı ırmakların üstünde
Güvercinler uçmayagörsün uzun
Uzun karşı damdan açıklara
Keyiflidir o zaman gecesefalarıyla
Bu balkon, zaman dışı dünya
9 Ekim 2009 Cuma
Kış İçin Prelüdler
KIŞ İÇİN PRELÜDLER VIII
denizin kış duyurusu kumun serinliği,
burada kıyıda uzam, zaman nerede,
deniz kabuklarında mı,
salyangozların izinde mi yoksa
kokuları renkleri ortaya çıkaran yağmur
serabı da ortaya çıkar
göreyim bedenimde yeniden doğduğumu
göreyim otuz kuşla birlikte uçtuğumu
uzaklara yağan yağmur olayım
denizin dizi dibinde çöküp oturayım
gölgem beni çıkar karanlıktan, uçayım,
nasıl da döndüm buğday benizli yağmura
KIŞ İÇİN PRELÜDLER IX
gök boş, göğe bağlıyorum
köpeğin sesini, sessizlik de
olan bir şey, duyuyorum sadece
kayalara vuran denizin sesini
kayalarda kurduğum düş
açılıyor denize, kürek çekiyor
(kim mutlu olmuş dünyada
kim bulmuş yitirilen huzuru)
deniz, kapılmış okyanus
rüzgârına, nereye sürüklüyor,
kıpır kıpır tekneyi, susarak
yıktığımız insanın doluluğunu
denize açılmışken epeyce
boşluğummuş sanki ölüm
durup dururken teyeller atıyor
düşünceme akşam saatlerinde
Evrensel Kültür Dergisi, Ekim 2009
Sayı: 214
denizin kış duyurusu kumun serinliği,
burada kıyıda uzam, zaman nerede,
deniz kabuklarında mı,
salyangozların izinde mi yoksa
kokuları renkleri ortaya çıkaran yağmur
serabı da ortaya çıkar
göreyim bedenimde yeniden doğduğumu
göreyim otuz kuşla birlikte uçtuğumu
uzaklara yağan yağmur olayım
denizin dizi dibinde çöküp oturayım
gölgem beni çıkar karanlıktan, uçayım,
nasıl da döndüm buğday benizli yağmura
KIŞ İÇİN PRELÜDLER IX
gök boş, göğe bağlıyorum
köpeğin sesini, sessizlik de
olan bir şey, duyuyorum sadece
kayalara vuran denizin sesini
kayalarda kurduğum düş
açılıyor denize, kürek çekiyor
(kim mutlu olmuş dünyada
kim bulmuş yitirilen huzuru)
deniz, kapılmış okyanus
rüzgârına, nereye sürüklüyor,
kıpır kıpır tekneyi, susarak
yıktığımız insanın doluluğunu
denize açılmışken epeyce
boşluğummuş sanki ölüm
durup dururken teyeller atıyor
düşünceme akşam saatlerinde
Evrensel Kültür Dergisi, Ekim 2009
Sayı: 214
Kaydol:
Kayıtlar (Atom)