14 Aralık 2009 Pazartesi

Türkçe

TÜRKÇE

Asmaların rüzgârı yüzüme vurduğu zaman
Uyandım sordum :
- Acı değil mi dilsizliğim?

Uyandım ki ağzımda
Süt köpüğü ana dilim

Rüzgârın dolandığı çeşmenin varsıl suyu,
Ya da bir iz, bir yol benim dilim


AHMET ADA

11 Aralık 2009 Cuma

4 Aralık 2009 Cuma

Geyik şiiri Almanca'dan sonra Bulgarca'ya da çevrildi

Ахмет АДА

GEYİK

Ağrıyan bir yanım deniz hâlâ
Ölü suları bırakıp da geldim
Kim bilir lodosçudur soykütüğüm
Kollarımı iki yana açsam
İki kadırga direği öyle sessiz
Öyle uğultulu gece gündüz

Toprak sahipleri topraklarındaydı hâlâ
Kente lodos kapısından girdim
Yanımda beyaz bir geyik
Kimse bir geyikle geldiğime inanmadı
Ne patlak gözlü bankerler
Ne karanlık koridorların mübaşirleri

Hiç soran olmadı deniz halkını,
Parsı, bin türlü balığı, şimşeğin kılıcını,
Kör savaşta ölenleri, kürekçileri,
Tüketilen denizi, şarap rengi göğü,
Hiç mi hiç soran olmadı.
Bütün gün caddelerde yürüdüm,
Bakıp geçtiler kayıtsız biçimde
Savaşlardan kurtardığım geyiğe


Ахмет АДА
Елен
(превела Кадрие Джесур)

Море си остава една боляща част у мене
Загърбих мъртвите вълнения и тъй се явих
Южняшко е явно родословното ми дърво
Разтворя ли ръце настрани- две греди
На стихнала галера
Тътнещи денем и нощем безспир


В земята си бяха все още стопаните
От дверите на южняка пристъпих в града
Водех бял елен със себе си
Ала никой не повярва, че пристигам така
Ни банкерите ококорени,
Ни приставите в коридорната тъмнина

За народа на морето- никой нищо не пита
За леопарда, хилядите риби и меча на мълнията,
За гребците и погиналите в сляпата война,
За морето изчерпано, за небето с цвят на вино
Никой нищичко не попита
Цял ден по улиците на града бродих
Погледнаха безучастно и подминаха
Елена, който през войните бях спасил

Bulgarca’ya çeviren : Kadriye Cesur

3 Aralık 2009 Perşembe

Solgun Ablalar Gazeli

THE ODE OF PALE SISTERS


The rose voice frazzles in old gramophones, summer comes
May be not summer, from the sky of birds my sister comes


She grows rose at a flowerless balcony
Her body is a faded river, by watering desperateness she comes


A big hat on my mother’s head, is from Girit
We had come… by watering love songs, my sister comes


Her shadow is a pale ballad
A rogue moon rises, by watering front of doors, it comes


I had put records here, sister, now it is winter,
If some day they are played on radios, the time in the earth comes

Ahmet Ada
İngilizceye Çeviren: Ruşen Ergün


SOLGUN ABLALAR GAZELİ


Eski gramofonlarda gül sesi eskir yaz gelir
Belki yaz değil kuşlar göğünden ablam gelir


Ablam gül yetiştirir çiçeksiz balkonda
Solgun bir nehirdir gövdesi, umutsuzluğu sular gelir


Annemin başında kocaman bir şapka,
Girit’ten Gelmişiz biz, ablam sevda şarkıları sular gelir


Solgun bir halk şarkısıdır ablamın gövdesi
Külhan bir ay çıkar, kapı önlerini sular gelir


Ben şuraya koymuştum plakları, şimdi kış abla,
Bir gün çalınır radyolarda dünya içre zaman gelir.


Ahmet Ada
(Taş Plak Gazelleri’nden)